Süper Lig’de birçok insanın hatırlamak bile istemeyeceği 2023-2024 sezonu sona erdi. Türk futbol tarihi boyunca yaşanmayan olayların toptan izlendiği bir sezon, sağ salim bittiği için sevinecek durumdayız.

Şampiyon Galatasaray oldu. İstanbulspor’un ardından Pendikspor, Karagümrük ve Ankaragücü takımları ligden düştü.

Üç İstanbul takımının birden ligden düşmesine sevindiğimi söyleyebilirim.

Galatasaray’ın şampiyonluğu sürpriz değil. Fenerbahçe şampiyon olsaydı da sürpriz olmayacaktı. Tarihin en çok borç yapılarak kurulan iki kadrosundan birisinin birinci, diğerinin ikinci olması doğal sonuç. Bu kadar bütçeye hakem ve mantıkla açıklaması olmayan federasyon kararlarını da ekleyince başka sonuç çıkması imkansızdı.

Ancak ligden düşen takımlardan Karagümrük ve Ankaragücü benim için sürpriz oldu. Düşmeye aday 5-6 takım arasında bu ikiliyi saymıyordum. Gaziantep, Hatayspor, sezon başındaki Alanyaspor ve Kayserispor’un düşme ihtimalleri kağıt üzerinde de olsa daha yüksekti.

Gelecek sezon için Hatayspor ve Adana Demirspor’u şimdiden düşmeye aday takımlar arasında yazabiliriz.

Alanyaspor lige çok kötü başladı, kriz dönemlerinden geçti ve öyle bir form yakaladı ki; Avrupa’nın kapısından döndü. Fatih Tekke tercihine rağmen alınmaya devam edilen kötü sonuçlara rağmen gösterilen sabrın karşılığı alındı. Üstelik Oğuz Aydın, Leroy Fer, Richards, Fidan Aliti ve Yusuf Özdemir gibi kendi içinden isimleri parlatarak bunu başardı. Takımın orta sahadaki tek üretken ismi Joao Novais’in yedek bekletip bazı maçları bu uğurda kaybedilmesine sabredilip sistemin oturması konusunda ısrar edildi ve karşılığı alındı. Alanyaspor bu sezon Çaykur Rizespor ile birlikte en başarılı Anadolu takımıdır.

Antalyaspor’a gelince…

Ligi ilk 4’te tamamlamayı hedefleyen, Türkiye Kupası’nı müzesine götürme amacı ile lige başlayan takım, başarısız olabilmek için ne gerekiyorsa yaptı ve amacına ulaştı. Nuri Şahin’in ayrılışı, bir hayalin peşinden koşma girişimidir ve anlayışla karşılanabilir. Ancak Nuri Şahin ayrılığından sonraki süreçte neredeyse hiçbir hamle doğru yapılmadı.

Nuri Şahin gibi kulüpçü, takımın ayakta kalabilmesi için cebinden para veren bir hocadan, Sergen Yalçın gibi, “Teknik heyet olarak biz paramızı alıyoruz. Oyuncuların ödemeleri birkaç ay gecikiyor ve bu normal” diyen, sadece kendini düşünen bir teknik adamla anlaşmak işbilmezliktir. Kulüp politikasının olmadığını, yönetimin anlık yaşadığını gösterir.

Sergen Yalçın’ın sözleşmesine lig 4’ünlüğünü ve Türkiye Kupası şampiyonluğu için prim yazmak, takımın bu potansiyelde olduğunu kabul etmektir. Aynı takım ligi 49 puanla 10’uncu sırada tamamlıyorsa bunun adı başarısızlıktır.

Bu süreçte…

Sagiv Jehezkel olayı çok kötü yönetildi ve uzaktan kumanda ile hareket etmenin bedelini Antalyaspor ilerleyen süreçte ödeyecektir.

Transfer yasağını kaldırıp transfer yapma sözü verilirken, son anda yasağı kaldırmamak ise kulübün günlük kararlarla yönetildiğinin bir başka örneğidir.

Sergen Yalçın, yönetimi transfere zorlamak için Ocak ayında oynanan 5 maçta da aynı 11’i sahaya sürdü, maçların ardından da “Yasağımız var ve elimde başka oyuncu yok” açıklaması yaptı. Transfer dönemi sona erdikten sonra ise “Yok” diyerek görmezden geldiği oyunculara şans vermeye başladı.

Bir teknik adam istediği kadar kurnaz olsun, profesyonel olarak çalıştığı kulübü bu kadar küçültemez. Yönetimin işbilmez olmasını fırsat bilip, hedef küçülterek başarısızlığı başarı olarak lanse edemez. “Dünyanın en büyük hocası” olarak göreve getirilen bir teknik adam, kulübüne bir tane puan aldıramadıysa, bir oyuncuyu çıkartamadıysa ve iz bırakamadıysa bu o teknik adamı tercih edenlerin vizyonunu gösterir.

Özet olarak, sezon başında mevcut şartlara göre mükemmele yakın kurulan ve kurgulanan bir takım, zincirleme hatalar sonucu ligi başarısız olarak tamamlamış gelecek sezon için de olumsuz sinyaller vermiştir.

Alex De Souza olayına gelince…

Her iyi futbolcudan iyi teknik adam olmaz. Çok iyi yemek yiyenden aşçı olmayacağı gibi. Ülkesinde U20 takımını çalıştıran, yine Brezilya’da 2. Lig takımından başarısız olduğu için kovulan ve 1 yıldır işsiz olan bir isme takım teslim edilirken çok iyi düşünülmeliydi. Antalyaspor’u yönetenler, kendi şirketlerine eleman alımı yaparken bu kadar hesapsız kitapsız ve düşüncesiz hareket edebiliyorlarsa sözüm yok.

Üstelik lig henüz bitmemişken bu takımın birinci önceliği hoca bulmak değildi. Ülkesinde işsiz olan Alex de kaçırılmaması gereken bir isim değildi. Antalyaspor Yönetimi’nin önce bir eylem planı hazırlayıp, ilk olarak transfer yasağını kaldırması, ardından hoca işine yönelmesi gerekiyordu.

Alex bir Fenerbahçe efsanesi ve muhtemelen yönetimdeki Beşiktaşlıların Sergen Yalçın hamlesinden sonra Fenerbahçelilerin gönlünü almak için bu isme yöneldiler. Ancak çok büyük risk içeren Alex De Souza’ya takımı teslim edip 2 yıllık da imza attırmak büyük risk. Umarım başarılı olur ancak teknik adam verileri bu konuda soru işaretlerine neden oluyor.

Beşiktaşlı Sergen Yalçın ve Fenerbahçeli Alex de Souza’dan sonra, sanırım bir sonraki teknik adam tercihi eski bir Galatasaray efsanesi olacaktır. Sıralamaya bakınca Trabzonspor efsanelerinin biraz daha beklemek zorunda olduğunu söyleyebilirim.