Hasan Yavaşlar

Hepiniz Kirlisiniz

Yayımlanma Tarihi

28 Mart, 2024

Düzenlenme Tarihi

28 Mart, 2024

Yazar Profili

Yerel seçim sürecindeyiz. Dibine kadar kirlenen siyasi iklim nedeni ile adayların ve partilerin ne kadar kirli olduğunu okuyor, dinliyoruz. Suçlamalar, iddialar, yaftalamalar…

Suçlanmayan siyasetçi ve aday yok neredeyse. İşin ilginç olan tarafı, suçlanan taraflar kendilerini savunmaktan çok karşı tarafın daha suçlu ve kirli olduğunu belirtmekle yetiniyor. “Ben temizim” diyene henüz rastlamadım, “Sen daha kirlisin” deyince temizlendiğini zanneden profiller var karşımızda.

Ülkede birçok alan kirlendi. Ekonominin yüzde 50’sinden fazlasının kayıt dışı olduğunu okuyoruz kaynaklardan. Vergi kaçakçılığı, yasadışı bahis, uyuşturucu gibi illegal yollardan para kazanmak neredeyse normal hale geldi.

En kirli alanlardan biri de futbol. Rantın bu kadar yüksek olduğu, rakamların bu kadar bol sıfırlı olduğu bir sektörün temiz kalması anormal olurdu. Yöneticilerin kulüpleri bilerek ve isteyerek batırmalarına alıştık. Kendi şirketlerinde yapamadıklarını kulüplerde yapan çok sayıda yönetici var. Menejerler ile ilişkiler dibine kadar kirlendi.

Futbolda çok da irdelenmeyen bir alan daha var. Hakemler. Türk futbolunun kara kutusu olan bu isimler, futbolu istedikleri gibi yönetiyor, kısıtlı havuzlarına yeni isimlerin girmesine çok da izin vermiyorlar. Şu anda hakem hocalığı yapan, televizyonlarda yorumculuk yapanlar dahil, sanki hepsi aynı tezgahtan çıkmış gibi belli camiaların haklarını korumakla yükümlüler.

Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın canını yakmadılarsa, onlara yardımcı oldularsa o hakeme hiçbir şey olmuyor. Yakın tarihte Yaşar Kemal Uğurlu ve Mete Kalkavan isimleri buna en iyi örnektir.

Mesela Cüneyt Çakır. Avrupa’da mükemmel maçlar yöneten bu hakem, Türkiye’de malum camialara şirin görünebilmek için yapmadığı şirinlik kalmadı. Antalya’da oynanan Galatasaray maçında Muslera’nın Antalyasporlu Meaicon’u uçan tekmeyle yere indirmesinin karşılığı penaltı ve kırmızı kart olmalıydı. Aynı Muslera, 90.dakikada aynı Maicon’u ceza alanı içinde yere indirmişti v epenaltı olmalıydı. Olmadı ve Galatasaray o maçı 2-1 kazandı. Galatasaray kazandığı için de Cüneyt Çakır’ın hekamlik hayatı uzun sürdü.

Bülent Yıldırım.

8-9 yıl önce canlı izlediğim Fenerbahçe-Antalyaspor maçında, uzatma dakikalarında Antalyasporlu Kadir Bekmezci, Fenerbahçeli rakibine dokunamıyor. Ancak Bülent Yıldırım’ın gözleri olmayan teması görüyor ve faul kararı veriyor. Ceza yayı üzerinden kullanılan frikiği Nani filelere gönderip Fenerbahçe’nin maçı 2-1 kazanmasını sağlıyor.

Beşiktaş ile ilgili örnek vermezsek eksik olur. Mardan’da oynanan Antalyaspor-Beşiktaş maçında top kale çizgisini 1 metre geçmesine rağmen hakem tarafından gol kararı verilememişti.

Bu örnekler okadar çok ki... 

Bugünlerde Beşiktaş şampiyonluk yarışından uzaklaştığı için konuşamıyor. Ancak Fenerbahçe ve Galatasaray gibi Türk futbolunun kan emici kulüpleri utanmadan, sıkılmadan hakemler tarafından haklarının yendiğini söylüyor. Kulüpleri yönetemeyen ve bir ülkenin dış borcu kadar borç yapan yöneticiler, beceriksizliklerini hakem yardımı ile kapatmaya çalışıyor.

Aslında haklarının yendiğini söyleyen, “Rakibimiz bizden daha çok kollandı, bizim daha çok hakem yardımı ile maç kazanmamız gerekiyor” demek istiyor.

Hırsız, hırsızdır. Aldıkları şampiyonluklarda Anadolu kulüplerinin ahı bulunan bu takımlar, Türk futbolunun Avrupa’da yerlerde sürünmesinin temel sebebidir. TFF’yi de, MHK’yı da bunlar belirliyor. Belirledikleri isimlerden kendilerini kollamalarını bekliyorlar ve beklentilerine karşılık bulamadıklarında yaygarayı basıyorlar.

Sahi bu kulüpler ara sıra da olsa futbolcu satıp para kazanıyor. O para ile 10 milyar TL’yi geçen borçlarını ödemeyi düşünmezler mi hiç? “Nasıl olsa bu parayı bizden kimse isteyemez” diye daha ok teşvik, kredi ve borçlanma yolunu mu seçerler?

Tek görevleri yabancı futbolcuları ve menejerlerini zengin etmek olan, bu uğurda ülkenin hatırı sayılır parasını yurt dışına kaçıran bu kulüplere birileri dur demeli.

Yoksa Antalyaspor maçını hakem ile kazanan Galatasaray, bugün çıkar dürüstlük dersi vermeye kalkar. Fenerbahçe aynı şekilde.

Aslında bu kulüpler siyasiler gibi. “Biz temiziz” diyemiyorlar, “Rakibimiz bizden daha kirli” diyerek aklandıklarını düşünüyorlar.

Hiç biriniz temiz değilsiniz, hepiniz gırtlağınıza kadar kirli ve pissiniz emek hırsızları.