TÜRKİYEMİZ futbolda çok büyük bir iş çıkardı. Devamı gelir mi? Neden olmasın...

Genç oyuncularımızı beğeni ile izledi dünya futbol otoriteleri... Barış Alper, Ferdi, Arda, İsmail, Mert Müldür...

Kıdemliler de sahne aldılar... Mert Günok, Kaan Ayhan, Abdülkerim, Merih, Hakan, Orkun maçlara damga vurdular.

Formayı giyip ter akıtmayan görevini layıkıyla yerine getirmeyen yok gibiydi. Kenan'a da, Kerem'e de, Okay'a da, Altay'a da, Samet'e de, İrfan Can' a da, sonsuz teşekkürler. Türkiye'nin böylesi günlere ve güzel galibiyetlere çok ihtiyacı var...

Doyasıya sevindik...

Almanya'da devam etmekte olan Avrupa Futbol Şampiyonasını milyonlarca futbolsever gibi bizler de Haziran'ın ilk haftalarından beri seyrediyoruz. Seyredemediğim maç sayısı bir ya da iki!!!

Çok üst düzey futbol oynanmakta mı? Hayır...

Futbol konuşmak ve yazmak görevim. Öncelikle bir tahminde bulunmak istiyorum. Bugün itibariyle; İngiltere-İsviçre galibi ile Hollanda-Türkiye galibi ve İspanya-Almanya galibi ile Portekiz-Fransa galibi turları geçecekler. Evsahibi güçlü Almanya'ya rağmen bir vurguda bulunmak istiyorum. Çok iddialı bulabilrsiniz bu cümlemi... Ama belirtiyorum. İspanya ile bir ülkenin milli takımı finali oynayacak...

Yani İngiltere, İsviçre, Hollanda ya da Türkiye'den birisi finalde İspanya'nın rakibi olacak...

Maçtan önce Avusturya'yı yenebileceğimize inanmıyordum. Fakat muhteşem oynadık. Ve hakederek kazandık...

Hiç de yadırgamadığım detayları tek tek vurgulayacağım. Grup maçları sonunda elenenler bir üst turu haketmedikleri için klasman dışı kaldılar. Hırvatistan, Çekya, İskoçya sıçrayabilirdi belki bir yukarıya... Olmadı ve Polonya, Macaristan, Arnavutluk, Ukrayna ve Sırbistan şampiyonaya veda ettiler.

Sonraki turda sürpriz olarak değerlendirilen vedalar yaşandı. Hepsinin kayıp gitmesini de yadırgamadım. İtalya, Belçika, Danimarka, Slovakya, Slovenya, Gürcistan ve hiç ihtimal vermediğim Avusturya yokolup gittiler.

Ha! Yetersizdiler ki elendiler. Bir sıçrarsın çekirge türküsünü iki kez söyleyen Türkiye'm Avusturya'ya karşı hem akıllı hem de kontrollu oyunuyla turnuvanın en renkli takımı olmayı başardı.

Milli takımımız en iyi futbolunu son maçta oynadı. Şampiyonada oynanan, yönetilen ve seyredilen birçok maçtaki futbolun, ülkemizde sahneye konan oyunla karşılaştırmasını bile yapmamam gerekir.

Yadırgadığım bazı olumsuz gelişmeleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

1 - Tüm takımlar futbol oynama çabası içindeydiler. Devamını diliyorum.

2 - Hakem yönetimlerine itiraz yok, varsa da uygar ölçülerde gerçekleşiyor.

3 - Saha içinde çirkinlik ve kabalığı yok denecek kadar az görüyoruz. Aldatmaya yönelik hareketlere de nadir rastlıyoruz.

4 - Maçlar kıran kırana oynanıyor ve bazı maçlar da son dakikalarda bir takım lehine sonuçlanabiliyor. Fakat herkes rakibe saygıyla ve centilmence sahadan ayrılıyor.

5 - Tüm stadyumlar olağanüstü şartlarda hazırlanmış ve her bakımdan donanımlı. Çim yüzeyler de harika.

6 - Çok şiddetli yağışlar oldu, sağanak yağmurlara şahit olduk.

7 - Sahamızda tartaklanan hatta yerlere düşürülen hakemliğimiz ülkemiz standartlarının üstünde kaliteye sahip olduğunu da ispatladı.

8 - O yağışa rağmen seyirci sahayı terketmedi. Sahada su birikintisi olmadı. Çim yüzeylerde bozulmaya rastlanmadı. Önemli

Not; Bir maçta bir defa yarım saat kadar oyun durdu. Fakat saha göllenmedi. Yıldırım düşme riski olduğundan zarar görmeme amacıyla bir saate yakın beklendi. Yadırgadım doğrusu!!!

İçten tabii ki şahane bir paragrafla yazımı noktalayacağım. Milli takımımız nereye kadar giderse oraya kadar koşacağız ardından ve hepimiz destekleyeceğiz. Yüreğinize, bedeninize sağlık diyerek alkışlayacak ve teşekkür edeceğiz.

Almanya, Almanya olalı bu denli ülkesinin milli takımına bağlı ve olağanüstü tutkulu insanı ağırladı mı? ONİKİNCİ ADAM'a sonsuz teşekkür ediyorum. İçimden peyda oldu ve dilime kadar geldi. Parmaklarımı engelleyemedim yazıyorum. Şampiyonluğa 3 maç kaldı...

Neden olmasın dediğinizi duyar gibiyim...

Sağlıklı ve esen kalın...