Abdullah Tanyolaç

Antalya ve Sporu...

Yayımlanma Tarihi

11 Haziran, 2024

Düzenlenme Tarihi

11 Haziran, 2024

Yazar Profili

Yaklaşık iki aydır sağlık sorunlarımla ilgilenen doktor dostlarımla yazışıyor ve sıklıkla da biraraya geliyoruz. Kendime zaman ayırmaktan sizleri ihmal ettiğimi düşünüyorum. Halk arasında yaygın bir deyimdir. Rahatsızlıklar yaşanır sonuç alınır ya da alınmaz ama kimse yaşamasın anlamı yüklenen, "Allah'ım dert verip derman aratmasın" lafı dilimizde dolanır durur.

Hastane yollarında koşuştururken bir dosta rastlanır. Hal hatır sormayla geçen bir sohbetten sonra bilindik mevzular konuşulur, çare arayışı gündeme gelir ve sığındığımız limana bir iyi bir de manidar söz ediliverir; "Allah'ım düşürmesin, eksik de etmesin" tekerlemesi ile ayaküstü muhabbet nihayetlendirilir.

Yaş aldıkça sıkıntılarla daha çok karşılaşır olduk bu bir gerçek...

Bir gün ürolojiye, bir gün kulak ya da buruna bir başka gün de göze ayar çekmeleri için doktorlarımıza başvuruyoruz. Düzeni tutturamayan bizleriz. Maalesef düzelmedim diye doktora kızan da biziz! Ülkemiz koşullarında artık nörolojik sorunlar tetiklendi, tetkikleri de öncellendi. Hatta sıklıkla psikiyatrik desteğe ihtiyaç duymakta olduğumuzu gözlemliyoruz.

Babacığımla hastanelere uğradığımız günlerdi. Güzel insan şifa dağıtan her saygıdeğer sağlık çalışanına tatlı cümlelerle iltifat ederdi. Durumunu anlatmaya başlarken, her defasında da "Canım evladım, sorun ne gözde, ne midede ne de kalpte! Asıl mesele nüfus cüzdanımız eskimekte." girizgahı ile yol alırdı. Şifa arayanlara kolaylıklar diliyorum. Gelmiş de geçmiş olur inşaallah diyerek sesleniyorum.

Kaybettiğimiz değerlerimize rahmet, bizler için fedakarlık yapan tüm sağlık emekçilerine şükranlarımı sunuyorum.

İyiyim bir süre ara verdim. Şimdi de huzurunuza çıkmanın gururunu, mutluluğunu yaşıyorum.

Geçtiğimiz hafta Antalyaspor yine kaybetti. Alanyaspor ise doğru yolda olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Antalya'da futbolun en eski tarihlerine indiğimizde nelerle ve de kimlerle karşılaştığımızı daha önceleri yazmıştım. Amatörlükten profesyonelliğe geçiş yıllarının 1960'lı yılların sonuna doğru gerçekleştiğini biliyoruz...

Altyapı eğilimlerinin 1980'lerde başladığına ve 1990'dan sonra da daha ciddi ele alındığına birçoğumuz tanıklık ettik. Kör topal diyemeyiz ancak bazen başarısızlıkların bol olduğu ve hala daha kurumsallaşmada sistemli hale gelemediğimiz sezonları yaşıyoruz.

Turizmde dünyanın en müstesna yeri olan Antalya, sporda özellikle futbolda birçok sıkıntıları katlamalı bir şekilde çoğaltmakta!!! Amatörün ve tabiatıyla altyapı, çocuk ve genç futbolunun çilekeşleri ile biraraya gelip, tesis ve sporcu sağlığı, antrenör ve hakem eğitimini veren, çoğaltan çağdaş seviyeyeyi yakalama gayretini gösterememekte..

Sporun tüm branşlarında çok iyi duruma gelebilecek şansı ve potansiyeli olan kentimiz, daha kaliteli yöneticilere gereksinim duynakta...

Günlük planlama ya da kısa vadeli çözümlerle sporda sürekliliği olan ve kalıcı başarılar elde eden konuma gelemeyiz.. Hentbol, Basketbol, Voleybol branşlarında gelinen noktadan daha yukarılara ulaşmak zorundayız.

Türk Futbol ve Spor tarihinin en eski ve köklü kulüplerinin olduğu İzmir'den daha sağlıklı ve düzeyli seviyeye yaklaştığımızı belirterek yazımı bitirmek isterim. Göztepe alkışlanacak bir projeyi hayata geçirdi. Şampiyonluğunu kutluyorum. Kurumsallıktaki örnek adımlarının her kulüp tarafından izlenmesini ve uygulanmasını öneriyorum. Altay, Karşıyaka, Altınordu ve İzmirspor gibi güzide kulüplerin de artık Türk Sporu'na lokomotif olmaları zamanının geldiğinin de altını çiziyorum. Gereksiz işlerle vakit harcayan, ekonomik olarak da tükenişe geçen Eskişehir ve Bursa kentlerinin de bir an önce spor ve sporcuya harika olanaklar sunan merkezler haline gelmelerini arzuluyorum. Futbolun peşine takıldık gidiyoruz.

Antalyaspor, Alanyaspor, Serik Belediyespor, Kepez Belediyespor, Alanya Kestelspor kulüpleri iyi yönetilirse bu yönetimler sayesinde Avrupa'nın değil Dünya'nın en güzel ve cezbedici spor ve kültür merkezi oluruz. Ulusal ve Uluslararası şampiyonalar, turnuvalar, kongreler, seminerler için kulüp tesislerinin yeniden ve muhteşem planlamalarla yapılandırılmasının bölgeye ve bölge insanına olağanüstü kazanımlar sağlayacağına inanıyorum.

Tesisleşme sözde kalacak bir iş değildir. Her kulüp kendi gücünü bilir, kendine inanır ve güvenirse en zor denilen tesisi yapar, üretime ve verimliliğe dönük olarak da hizmete sunar.

Örnek arayanlara Antalya ASKF İBRADI ORMANA SPOR KÖYÜ'ne bir ziyarette bulunmalarını tavsiye ediyorum.

İmece ve dayanışma ile ayrıca karşılık beklemeden paydaşlıkla nelerin yapılabileceğini görmeniz tek dileğim.

Sağlıklı ve esen kalın...