Abdullah Tanyolaç

Transfer de Bitti, Ne Yapacağız Şimdi?

Yayımlanma Tarihi

16 Şubat, 2024

Düzenlenme Tarihi

16 Şubat, 2024

Yazar Profili

Bekledik hep birlikte...

"Bu kadro yetersiz" diyerek duyurmuştu dünyanın en değerli hocası sesini.

Her zaman büyük oynamayı sever Sergen Yalçın!

O demişti bir kere, istedikleri yapılmalıydı.

Ferman efendimizindi ve böyle buyurmuştu.

Yönetimimizin, hocamızla anlaştığı günlerde bu duyuruya kulak verdiğine inanıyorum. Yeşil ışık yakıldığını da zannediyorum.

 

Hocamız geldiğinde;

Kadromuz belli idi...

Şans verilen oyuncularımızın sayısını futbolla ilgili herkes biliyordu.

Değerli oyuncuların sayısı daha az değerlilere göre çok fazlaydı.

Ayrıca kadroya bir ya da iki takviyenin yapılabileceği konuşulmakta idi.

Açıkça belirtmeliyim ki elimizdeki kadro yetersiz değil!!!

 

En az 3, 4 oyuncumuzu takip eden kulüplerin olduğunu biliyoruz. Farkında Antalyaspor sevdalıları da...

Bu kadro ile kazandığımız puan da ortadaydı...

Ayrıca oynadığımız futbol, otoriteler tarafından beğeniliyordu.

Ara transfer trenini bizim istasyonda durdurmayı çok istediler, oyuncu transferi için kulüpte görevlendirilen paydaşlar ya da seçici ekip...

 

Transfer istemek doğal bir taleptir.

Bazı mevkilere oyuncu almak arzulanabilir.

Hatta alınmalıdır da!

Fakat, malumun ilanı tarzında dillenen "kadro yetersiz" söylemi, bugüne kadar alınteri döken ve iyi maçlar oynayan, puanlar alan oyunculara karşı yapılan haksızlığı ifade eder.

Teknik adam ile futbolcu arasındaki ilişkileri etkiler.

Bozabilir...

 

Antalyaspor bu kadro ile;

 

Nuri Şahin yönetiminde,

 

18 lig maçı oynadı.

9 İç saha maçında 10 attı 7 yedi

16 puan aldı.

9 Dış saha maçında 14 attı 12 yedi 11 puan aldı.

+5 averajla 27 puan elde etmişti.

 

Sergen Yalçın yönetiminde;

 

7 lig maçı oynadı.

4 İç saha maçında 3 attı 4 yedi

5 puan aldı.

3 Dış saha maçında 2 attı 4 yedi

2 puan aldı.

 

Eksi 3 averajla 7 puan elde etti.

 

Kupada vardık...

Yokuz...

 

Rakamlar bunlar...

Tabela bunu yazıyor...


Transfer olmayacağına göre otele yerleşsek de işimizin başına dönmemiz, işimizi de doğru ve dürüst yapmamız gerekir.

Zaten ara transfer biraz da şans işidir.

Yıllardır, transfer treninde olup da hangi istasyonda ineceğini tesadüflere bırakan oyunculara şahit olmuşuzdur.

Arz talebe göre satışlar yaşanır.

 

Hiç bilgi sahibi olunmadan, boynuna bizim takıma uyar yaftası asılan ve taraftarın da, yönetimin de aldandığı sükseli transferlerin yapıldığını da gördük.

Eski kasetleri izleyerek hatta izleterek alınan dev gibi gelip cüce gibi giden oyuncuları da biliyoruz.

Kulüp parasını çarçur eden yönetimler oldu futbolumuzda ..

Çok örneği de var.

Fakir gelip zengin gidenlere de rastlamışızdır.

 

Birkaç yıl teknik adamlık yapmayacağım dediği halde cepten fazla yiyince, üç ay bile bekleyemeden  takım bulup görev yapan antrenörleri de tanıdık.

Futbol dünyamız kendine has bir eda içinde oradan oraya gezinen sözüm ona kendini, kulübü ya da futbol için feda edenlerle dolu.

Neyse! Biraz da kentimiz insanının kulağına karsuyu kaçırayım...

Osman Çelik Antalyamız'ın öz evladıdır.

2000'li yıllarda tesisleşmede büyük sorun ve sıkıntılar yaşayan ANTALYASPOR'da keşefedilen, parlayan ve uzun yıllardır profesyonel futbol oynayan gençlerimizden sadece birisi.

O günlerde 60'dan fazla çocuk ve genç kazandırıldı Türk Futbolu'na...

 

Samsun bizi yendi.

Bizim evlat bize karşı oynadı.

Samsun'u şampiyon yapmıştı ve hala oynuyor, takımın da kaptanlarından...

Çok üzüldüm o akşam...

En az yenilgi kadar!!!

Bizim çocuklar kentimizin kulüplerinde neden oynayamıyorlar diye kendimizi sorguladım.

 

Ferda Ramanlı kardeşime ve ekibine güveniyorum.

At izi it izine karışmaz ve herkes çok çalışırsa Antalya'dan üst düzey futbolcu çıkar.

Teknik Direktör olarak en tepeye oturtulan adamların beyinleri ve yürekleri isterse bu yörenin çocukları Antalya, Alanya, Serik Belediye, Kepez Belediye, Alanya Kestel gibi profesyonel kulüplerimizin formalarını giyer...

Anlayacağınız benim yumuşak karnımı Osman'ın yürekli oyunu deşti...

 

ALTYAPI ÇOCUK VE GENÇLERİMİZ İÇİN NE YAPMALIYIZ DİYE BİRKAÇ SATIR KONUŞAYIM, YAZAYIM İSTEDİM...

 

Belki de bu nedenle hafta başında "90+7" programında sesim azıcık yükseldi.

Herkesten de özür diliyorum.

Yaklaşık birkaç aydır, köşe yazılarımdan ve haftada bir konuk olduğum televizyon programlarından önce ya da sonra dostlarım Antalyaspor'da iyi giden gitmeyen durumlarla ilgili fikirlerini ve düşüncelerini bana katkı olarak sunmaktalar.

Öylesine dürüst ve içten aktarıyorlar ki bildiklerini, bu satırlarda anlatamam. Yani epey zor!

Vallahi çok yararlanıyorum.

 

Her güzel katkı beni gelincik tarlasının içine yolluyor.

Veee beyaz dememi sağlıyor.

Bu sayede bazen söylediklerimi ve yazdıklarımı, doğru yanlış diye papatya falı bakmadan düzeltiyorum.

Bizler; Antalyaspor'u yöneten dostlara, idari ya da teknik anlamda emek ve vakit ayıran sevdalılara destek sunabilme amacıyla yazan konuşanlarız.

 

Bir beklentimiz yok, tribüne oynamadan da yazıyor ve konuşuyoruz.

Dostlarımızdan gelen uyarı ve düzeltmelerle de kendimize çeki düzen verebiliyoruz!

Tabiatiyle gönül veren her insana asla gönül koymadan şükran ve minnet duygumuzla, sağ olun var olun diyebiliyoruz.

Antalyaspor'umuz, Alanyaspor'umuz ve bölge sporumuz için bildiklerimizi, gördüklerimizi yazıp, konuşarak paydaşlığımızı sürdüreceğiz.

 

Eleştirildiğinizde kızmayın bir farklı açıdan bakın yapılan ve yapılamayanlara...

Yaptıklarınıza, yapamadıklarınıza...

Gül bahçesinde değilsiniz takdir edebiliyoruz ancak gülün dikenine dokunmadan sevileceğini hepiniz biliyorsunuz.

Madem futbol dünyasının içindesiniz


GÜLÜ SEVİN BATIYORSA DA DİKENİNE KATLANIN...

 

Ayrıca unutmayın!

Bir tiyatro oyunun adıdır...


DÜŞMAN ÇİÇEK GÖNDERMEZ...

 

Yürekten, saygı sevgi ile düşünce ve önerilerdir, bizlerden size gönderilenler...

Sağlıklı ve esen kalın...