Gözde Dolayman

Hissettirilen Enflasyon

Yayımlanma Tarihi

22 Ocak, 2024

Düzenlenme Tarihi

24 Ocak, 2024

Yazar Profili

Enflasyonun çok yüksek olduğu ülkelerde faiz oranları yardımıyla enflasyonla mücadele edilir.

Faiz artırımı ile enflasyonun yükselişi durdurulur. Faiz artınca piyasadaki talep azalır, bu da harcama eğilimini düşürür. Ancak Türkiye’de durum bunun tam tersi.

Uygulanan ekonomi politikalarının hissettirdiği sonuçlar ışığında, "Faiz sebep enflasyon netice" tezi doğru çıkıyor. Çünkü Türkiye’de faiz artırıldıkça enflasyon da artıyor. Hatta faizler artmakla kalmıyor, rekor seviyelere yükseliyor.

2024’ün ilk faiz kararı önümüzdeki günlerde açıklanacak. Geçen ay gerçekleştirilen Para Politikası Kurulu’nun toplantısında politika faizi, yüzde 42,5'e yükseltilmişti.

Vakti zamanında faiz yüzde 8.5 düzeyine kadar indirildiğinde yüzde 40'ın altına gerileyen yıllık enflasyon, faiz yüzde 42,5'e yükseltildiğinde ise yılı yüzde 64,77 seviyesinde kapamıştı.

Durum buyken enflasyondaki bu artışın faizin yükseltilmesinden kaynaklanmadığı söylenebilir mi?

Enflasyonu düşürmeye çalışırken faizi artırıyorsak ve bu karşılığını bulmuyorsa, faizi artırarak aslında enflasyonu mu yükseltmeye çalışıyoruz? Sizce de ters giden bir şeyler yok mu?

Bir de hissedilen enflasyon var tabii. Hissedilen enflasyon açıklananın 2 katı. Türkiye İstatistik Kurumu’na göre aradaki fark, tüketim alışkanlığı ve harcama kalıplarından kaynaklanıyor.

Peki, faiz artınca harcama eğiliminin düşmesi gerekmiyor mu? Enflasyon düşsün diye faiz artırılıyor, faiz artıyor ama enflasyon düşmüyor, aksine bir de hissedilen enflasyon artıyor ve bu tüketicinin harcama eğilimine bağlanıyor.

Gerekçe ne mi? Tüketicilerin gelir seviyelerinin, harcama kalıplarının ve tüketim alışkanlıklarının kişiden kişiye farklılık göstermesi, hissedilen enflasyonun daha yüksek olmasına neden oluyormuş.

TÜİK’in hesaplamalarına göre yüzde 64,7 olarak 2023 yılı tüketici enflasyonu vatandaşlarca yüzde 129,4 dolayında hissediliyormuş.

TÜİK bu iddiasında buluna dursun, yüksek faiz oranları enflasyonu düşürmediği gibi kuru da baskılıyor. Kur baskısı da üretici ve tüketiciyi baskılıyor.

Ekonomi politikalarının piyasalarda nasıl bir karşılık bulduğu düşünüldüğünde, üretici ve tüketicinin alınan ekonomik kararlardan olumsuz etkilendiği görülüyor.

Şu anda uygulanan ekonomi politikalarının temel mantığının sıkı para ve maliye politikası olduğunu söyleyen bir ekonomistin, bu söyleminin altında yatan neden de, para arzı kısılarak ve kamu harcamaları azaltılarak, vergilerin yükseltileceği görüşü. Ne de olsa para politikası bunu gerektirir.

Bu kararlar özellikle tüketici talebini yani enflasyonu düşürmeye odaklı. Üretici açısından ise kur baskısını azaltarak maliyet kaynaklı enflasyonu düşürmek amaçlı.

Kur ve faiz yakından ilişkiliyse, enflasyonla mücadele ederken faiz artırımına gitmek, kuru baskılamak ve dolayısıyla da üretici ve tüketiciyi uzun vadede zora sokmak nasıl bir çıkmazdır?

Türkiye’de enflasyonu kontrol etmek ne kadar zorsa, ekonominin nabzını ölçmek de o kadar zor.

Açıklamalara mı inanmalı, hissedilen ya da hissettirilene mi?

Her halükarda iki ucu da keskin kılıç!

 

Esen kalın..