Abdullah Tanyolaç
Türk Futbolunda Neler Oldu?
Avrupa Şampiyonu İspanya'yı kutluyorum. Dünya futbolseveri
de alkışladı zaten.
Malumun ilanı idi aslında yaşanan. En iyi futbolu oynayan milli takım, ülkesinin insanını mutlu etti.
Futbolu bilen insanları da sevindirdi.
Kısacası hakeden kazandı...
Çeyrek final oynamakla yetinen Türk milli takımızı da beğendik.
Abartanlar var. O şakşakçılarla aynı görüşü paylaşmıyorum.
Daha iyi sonuç alabilir miydi bizim çocuklar?
Alırdık, kaliteli sporculardan oluşan bu ekip fazla kurcalandı bazıları tarafından.
Montella'yı ayak oyunu ile getiren bazı oyuncular "ki İnter gibi bir takımı en tepeye çıkaran oyuncu büyük gücü elinde tutan ve başı çekendi" Montella'nın doğru kararlar vermesini engellediler.
Sıçraya sıçraya ve azıcık da şansla Hollanda maçına kadar gelen Türkiye neler yaşadı hatırlatayım.
Gürcistan maçı 2-1 öndeyiz. Son dakikalarda Gürcüler ittiremedi topu içeriye.
3-4 kez hem de! Sonra 3-1 oldu.
Bildiğimden, anladığımdan yazıyorum.
Kazanan kadro ile oynaşmak risklidir.
Portekiz maçına çıkıyoruz.
Mert Günok yok, Mert Müldür yok, Arda Güler yok, Kenan Yıldız yok...
Sakat yaftası asıyoruz kazanan ekibin oyuncularına.
Kimi kas spazmı kimi kasık sakatlığı nedeniyle ilk onbirde yoklar.
Ne acıdır ve ne komiktir ki diğer maçlarımızda spazmlılar, yırtıklılar, hayati riskliler sahadaydı.
Sonra yaklaşık 70 dakika 10 kişi ile oynayan ve ölüp ölüp dirildiğimiz Çekya maçını kazandık.
Alkışladık çünkü kazanmak gururlandırdı hepimizi...
Arda ile hoca arasında antrenmanda yaşananları herkes gördü.
İlginç ama maç sonrası Montella ile futbolcular kenetlendi.
Montella'yı savunma işi de kaptana düştü...
Avusturya'yı yenmek zordu!
Çatır çatır ve özgüvenli oynayan takımımız haketti ve turu geçtik.
Ayrıca büyük kaptanımız sahada yoktu, cezalı idi çünkü!!!
Yıllar önce ırkçılığın sahalara girmemesi için kural koymuştu dünya futbolunu yönetenler.
Seyirci denen mahluklar, sahadaki oyuncuya muz atmıştı pis ayırımcılar...
Birkaç sezon geçti, asker selamını attık diye de sorgulanmıştık.
Eeeee!
Haç çıkararak da, dua ederek de sahaya çıkanları hala izlemekte futbolseverler.
Çifte standart uygulanmamalı.
Bizim golleri atan Ronaldo'nun arkadaşı, kendini savaş kazanan komutan sandı.
Cezayı yedi.
Ahlaki değildi karar...
Futbolu yönetenler de lobilerin esiriydi çünkü!!!
Hatırlayın...
Turnuvaya veda ettiğimiz maç olan Hollanda karşısında iyi oynuyoruz ve öndeyiz.
Toptan anlamam ama bu işi bilenlerin sesiyim.
Altmışıncı dakikada Barış Alper'i savunmanın sağına atsak maç uzatmaya giderdi vallahi...
Konuşulması gerekenler dil altına sokuldu maalesef!!!
Sürekli methiyeler düzüyor ve inanılmaz abartılarla hala alkışlıyoruz.
Bizim Çocuklar alkışı hakettiler ancak iddia ediyorum fazlasını başarırdık.
Eksikleri görerek, kaliteli kadroyu koruyarak ve futbolumuzu daha da geliştirerek dünya kupasına ve gelecek şampiyonalara hazırlanmak zorundayız.
Döndü milli takim ülkemize, futbolumuzun tepesindekiler fokur fokur kaynayan bir kazanın içerisine bilerek girdiler.
Adaylar çekindi, çekildi.
Adaylar güç gösterisinde bulundu efelendi.
Çekinen kimden çekindi de çekildi.
Efelenen kime güvendi de efelendi.
Anlamadık.
At izi ile it izi karışmıştı yine...
Dünya futbol tarihinin en demokratik seçimini FİFA, UEFA temsilcisinin gözlemciliğinde başarıyla sonuçlandırdık...
Türk Futbol tarihinin en beceriksiz ve çok insan tarafından yüzsüz kişi olarak ilan edilen eski başkanı kimsesizler obasına gönderildi.
Hakettiği şekliyle sandığa gömülü kaldı.
Zamanında;
1910 doğumlu kocaman bir kulübün başkanı sahada hakem dövmüştü.
1926'da kurulan bir büyük kulübün başkanı ise takımını sahadan çekmişti.
119 / 117 yıllık iki büyük kulüp süper bir maç oynamaları için Arap çöllerine götürülmüştü.
Türkiye Cumhuriyeti'nin en görkemli şöleni olabilecek maç Gaziantep'te, Kahramanmaraş'ta, Şanlıurfa'da ya da sesin, nefesin Anıtkabir'e duyurulacağı Başkentimiz Ankara'da oynanabilirdi.
Veeee...
Çok derin sandıklardan 5 oy farkla yeni bir federasyon başkanı çıktı.
Türk Futbolu dev havuzlu, kocaman bir transatlantik...
Okyanuslara doğru açılacak yine!!!
Yakın gelecekte azgın dalgalardan etkilenecek miyiz?
Kaygılıyım, yaşayacak ve göreceğiz...
Sağlıklı ve esen kalın...