Uyuz tehlikesine dikkat! Vaka artışı kaygılandırıyor

Türkiye’de uyuz hastalığı vakalarının artışı kaygılandırıyor. Derideki enfeksiyon sebebiyle bir deri hastalığı olan ve şiddetli kaşıntı yapan uyuz hastalığının nasıl bulaştığını anlatan Antalya Tabipler Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Çiler Akın Akdeniz, “Uyuz hastalığı insandan insana yakın temas ve ortak kullanılan nevresim, havlu, battaniye, kıyafetler ve çamaşırlarla bulaşır. Dolayısıyla aile içi, yatakhane, otel, askeriye, hastane ve okul yurtları gibi yerlerde salgınlara yol açar” diye konuştu.

Uyuz hastalığının küçük mikroorganizmalarla bulaşan bir deri hastalığı olduğunu söyleyen Dr. Çiler Akın Akdeniz, “İç organlara yayılma gibi bir durumu yoktur. Bu nedenle de uyuzun kan testinde ya da başka bir testte tespit edilmesi mümkün değildir. Teşhisi bu nedenle genellikle hastanın verdiği hikâyeye göre koyarız. Gece artan kaşıntı, uyuyamama ve aynı ailede olması gibi belirtiler uyuz hastalığının varlığına birer işarettir” ifadelerini kullandı.

KAŞINTI YOKSA TAŞIYICISINIZ

Uyuz hastalığının bulaştıktan ortalama 2 hafta sonra kaşıntı yapmaya başladığını dile getiren Akdeniz, “Aslında vücutta gözle görülür bir döküntü yoktur. Kaşıntıya bağlı olarak vücutta kızarıklıklar ve kabuklanmalar ortaya çıkar. Aynı aile içinde bulunan ya da aynı evi kullanan kişilerde görülme olasılığı mümkündür. Ancak bulaşan herkeste hastalık yapma potansiyeli yoktur. Aynı aile içinde beş kişinin ikisinde kaşıntı olup üç kişide olmayabilir. Bu nedenle bazı kişiler belirti göstermezler. Ancak bu kişilerde mikrobun olmadığı anlamına gelmez. Bu kişilerde de mikrop vardır ve taşıyıcıdırlar. Yakın temasta olan herkese aynı anda tedavi verilmesi gerekir. Erişkinlerde genellikle yüz ve saçlı doku tutulmaz ancak çocuklarda yüzde ve saçlı deride de kaşıntı olabilir. Gece artan şiddetli kaşıntı tipiktir. Hastalar bu nedenle geceleri uykuya dalmada sıkıntı yaşayabilirler ya da kaşınarak uyanabilirler” şeklinde konuştu.

İKİ TÜR TEDAVİ YOLU VAR

Hastalığın yakın temasla bulaşabildiği gibi cinsel temasla da bulaşabileceğini ifade eden Akdeniz, hastalığın tedavi yöntemlerini anlattı. Akdeniz, “Aynı evde yaşayan bireylerin aynı anda tedavi edilmesi önemlidir. İki tür tedavi yolu vardır. Biri kremlerle tedavi ikincisi de haplı tedavidir. Krem tedavileri genellikle haftada bir ailecek uygulanacak şekilde yapılır. Hap tedavileri de 2 ile 3 haftada bir aynı anda tüm ailenin kullanacağı şekilde uygulanır ve 15 kilonun altındaki çocuklarda kullanılamaz. Tedavide aynı ortamı paylaşan ve aynı evde yaşayan herkesin aynı anda tedavi edilmesi önemlidir ve hastalık geçene kadar krem veya hap kullanılmaya devam edilmelidir. Tedavi uygulanan hastalarla ortak eşya kullanımını ve yakın temasta bulunmayı da kesmek gerekir. Haftada bir krem uygulamalarının ve hap kullanımının yanında hastanın kullandığı giysiler, nevresimler, havlular gibi tüm eşyaları 60 derecenin üstünde yıkanmalı, ütülenmeli ve hastalar kremlendikten sonra bu temizlenmiş kıyafetleri ve çamaşırları kullanmalıdır. Yıkanıp ütülenemeyecek eşyalar ise bir poşete konup 1 hafta süresince balkonda bekletilmeli ve daha sonra kullanılmalıdır” dedi.

Akdeniz, uyuz hastalığına ilişkin sözlerini ise şöyle tamamladı: “Uyuz hastalığı deri altında tüneller açar eğer o tüneller kaşıntıyla harap olmamışsa ki bu olasılık çok düşüktür. Çünkü hasta derisini kaşıdığı için bu tünelleri de tahrip eder. O nedenle uyuzu görmemiz çok mümkün değildir. Nadiren de böyle bir tünel saptarsak o tünelden mikroskop altında mikropları tespit etmemiz mümkün olur. Eğer hastanın hikâyesinden şüphe ediyorsak uyuz tedavisini ailecek veririz”.

Antalya Tabipler Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Çiler Akın Akdeniz

Haber: Gözde DOLAYMAN