Antalya ekonomisi Türkiye’nin de gerisinde

Gözde Dolayman

Ülke genelinde yaşanan enflasyonun Antalya’da daha fazla hissedildiğini belirten ATB Başkanı Ali Çandır, “Antalya’da kurulan şirket sayısı, ülke genelinden iki kat daha az, kapanan şirket sayısı ise iki kat daha fazla oldu. Karşılıksız çek ve senet miktarında da ülke genelinden daha olumsuz bir tabloyla karşı karşıyayız” dedi

Antalya-ekonomisi-Turkiyenin-de-gerisinde_98ddad7c-e2d9-4f70-aa8e-5d9461c3dcad.webp

Antalya Ticaret Borsası (ATB) Eylül ayı olağan meclis toplantısı, ATB Meclis Salonu’nda konuştu. Mecliste konuşan ATB Başkanı Ali Çandır, ülke genelinde yaşanan ekonomik enflasyonun Antalya’da iki kat fazla hissedildiğini belirtti.

TÜRKİYE ORTAMASINDAN 2 KAT DAHA KÖTÜ

Mevcut ekonomik durumun Antalya iş hayatına ve tarımsal faaliyetlerine yansıması yıl başından bu yana ülke ortalamasının altında kendisini gösterdiğini belirten Çandır, “Yıllık olarak kurulan şirket sayısında % 27.2’lik azalışla ülkemiz ortalamasından yaklaşık iki kat fazla azalış olmuştur. Kapanan şirkette ise kentimizdeki durum yıllık % 47.2 artış varken ülkemizde bunun yaklaşık yarısı kadar bir artış olmuştur. Protestolu senet tutarında kentimizdeki yıllık %3.26’lık artışa karşılık ülkemizde %1.73 artış olmuştur. Karşılıksız çek tutarında da kentimizdeki %3.71’lik artışa karşılık ülkemizde %2.25 artış olmuştur. Ticaretin öncü göstergelerinden olan ibrazında ödenen çekle işlem hacminde kentimizde %53 artışa karşılık ülkemizde %71’lik artış yaşanmıştır. Bu artışlar doğal olarak nominaldir. Yani reel değildir, Enflasyonla karşılaştırıldığında ülke geneli için hafif bir reel büyüme söz konusu iken kentimiz için reel anlamda küçülme yaşanmıştır diyebiliriz. Benzer bir durum, kredi dünyasında uzun bir süredir yaşanmaktadır. Uzun süredir kredi büyümesi, enflasyonun altında seyretmektedir. Ortalama olarak kentimizdeki kredi büyümesi yıllık % 38 civarında iken ülkemizde % 51 civarındadır” dedi.

YILIN İKİNCİ YARISI DAHA ZOR GEÇECEK

2024 yılının ilk yarısının zor geçtiğini ancak ikinci yarısının daha zor geçeceğini belirten Çandır, şunları söyledi: “Yaşamakta olduğumuz enflasyon, uzun bir süredir talep odaklı olmaktan çok maliyet odaklı bir hal almıştır. Enflasyonu istenen hızda düşürmek için bu odaklanmayı doğru tespit etmemiz şarttır. Genel ekonominin durağanlaştığı dönemlerde her zaman olduğu gibi tarım sektörü ortalama üstü büyümeyle durağanlığın daha kötüye gitmesini önlemiştir. Bu sefer de 2. çeyrekte % 3.7 büyüyerek % 1.8’lik uzun dönem ortalamasının iki kat üzerinde bir performans göstermiştir. Aslında ekonomiyi rakamsal olarak daha kötüye gidişten koruyan başka unsurlar da bulunmaktadır. Bunların içerisinde en dikkat çekeni, 2. çeyrekte de ürünler üzerindeki net vergiler yani dolaylı vergiler olmuştur. 2. çeyrekte % 9.6 büyüyen dolaylı vergiler, 26 yıllık ortalama olan % 4.9’un yaklaşık iki kat üzerinde gerçekleşmiştir. Bu artışlar enflasyondan arındırılmış yani reel artışlardır. Özet olarak yılın ikinci yarısı, ekonomik iklim bakımından birinci yarıya göre çok daha zorlu geçmesi muhtemeldir”.

MESLEK KOMİTELERİ MÜŞTEREK TOPLANDI

Bu ayki meslek komiteleri toplantılarını Tarım ve Orman İl Müdürü, Devlet Su İşleri Müdürlüğü 13. Bölge Müdürü ve Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü’nün katılımıyla müşterek olarak gerçekleştirdiklerini belirten Çandır, “Üyelerimiz sahada yaşanan tüm sorunları aktarma fırsatı buldu. Genel olarak sektörel ve kentsel konulardaki görüşlerini paylaştılar. Toplantıda; Artan imar rantı ve inşaat baskısı nedeniyle tarım topraklarının kaybının yol açtığı sorunlara, Bitkisel üretimde dönem dönem artan kalıntı problemi ile fazla ve yanlış ilaç-gübre kullanımının ihracata etkilerine, Aksu Altıntaş ve Kepez Altınova mahallelerinde yaşanan şehirleşme ve nüfus artışıyla birlikte özellikle elektrik başta olmak üzere yaşanan altyapı sorunlarına, Yaz aylarında yaşanan güç aşımı nedeniyle meydana gelen elektrik kesintilerinin işlerine olan olumsuz etkilerine, Yayla bölgesinde yaşanan su problemi, kent içerisinde ise aniden bastıran yağışların felakete dönüşmemesi için sulama kanallarının temizlenmesi gerektiğine, dikkat çektiler” ifadelerini kullandı.

Tarım Sigortaları Havuzu’nun (TARSİM), başlangıçta sadece tapulu ve kira sözleşmeli alanları sigortalarken, yoğun çalışmaları sonrası son üç yıldır çiftçi kayıt sistemine (ÇKS) dahil olan varislerin arazileri ile hazine ve orman arazilerini de sigorta kapsamına aldığını hazırlatan Çandır, şunları söyledi: “Bu değişiklik sayesinde üreticilerin tüm ekim alanları tarım sigortasıyla korunmakta ve afetler sonucu oluşan zararlar karşılanmaktadır. Ancak, son günlerde bazı üyelerimiz ve Antalya Tarım Konseyi üyeleri, uygulamaların eski hale döndüğü yönünde şikayetlerde bulunmuşlardır. İklim değişikliği nedeniyle artan doğal afetlerin üreticileri olumsuz etkilememesi için, sağlıklı bir yapı kuruluncaya kadar mevcut uygulamalardan vazgeçilmemesi talebimizi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği aracılığıyla Tarım ve Orman Bakanlığı'na ilettik. Üreticinin alın teri döktüğü ürünlerin tarım sigortası ile koruma altına alınması son derece önemlidir. Aksi halde, afetlerde zarar gören üreticinin kayıpları katlanarak artacak ve bir sonraki ekim döneminde üretimden çekilme oranı hızlanacaktır”.

Haber: Gözde Dolayman


  • Yayımlanma Tarihi: 25 Eylül, 2024 18:19