Uğur Fidan

"Yalnızlık ve Boşluk"

Yayımlanma Tarihi

15 Nisan, 2024

Düzenlenme Tarihi

15 Nisan, 2024

Yazar Profili

Bir sabah uyandığımda dünyada yalnız kalmış gibi hissetmek, hem de çok az insanın kaldığı bir dünyada... Bu fikir kafamda, kalbimde bir ağırlık yaratıyor. Düşünsenize, her yer bomboş, sessizlik dolduruyor sokakları, meydanları. Hayatın ritmi, insan seslerinin, kahkahaların, sohbetlerin olmadığı bir dünya nasıl olurdu? İşte bu senaryo, hem korkutucu hem de merak uyandırıcı bir şekilde zihinlerimizi dolduruyor.

İlk aklıma gelen soru, böyle bir durumda ne yapacağımız. Anlık panikleme, belirsizlikle baş etme... İnsanlar olarak birbirimize olan bağlılığımızın, dayanışmanın ve iletişimin ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor bize bu düşünce. Belki de hayatta kalmak için tek başımıza değil, birlikte çalışmak zorunda olurduk.

Ancak bir yandan da bu durum, bir fırsat penceresi açabilir. Dünya bomboş olduğunda, belki de yeni bir başlangıç için bir fırsat olabilir. Yeniden yapılanma, doğaya saygı, sürdürülebilirlik gibi değerleri yeniden gözden geçirebiliriz. İnsanlık olarak, geçmişte yaptığımız hatalardan ders alıp, daha iyi bir gelecek için adımlar atabiliriz.

Hayal gücü devreye girdiğinde ise, işte o zaman gerçekten ilginç senaryolar ortaya çıkabilir. Belki de dünyanın kalan insanları, küçük gruplar halinde dolaşıp birbirlerini bulmaya çalışırken, yeni bir toplum düzeni kurabilirler. Belki de insanlık, teknolojiye olan bağımlılığını geride bırakıp doğal yaşama geri döner. Kim bilir, belki de hayallerimizde bile keşfedemediğimiz yeni bir dünya inşa edebiliriz.

Ancak bu senaryo, gerçekliğin bir yansıması olmaktan çok uzak. Dünya üzerindeki insan nüfusu, o kadar çeşitli ve dayanıklı ki, böyle bir felaket senaryosu gerçekleşse bile, insanlık yoluna devam ederdi muhtemelen. Ancak bu düşünce egzersizi, insanlığın değerlerini, bağlarını ve geleceğini yeniden değerlendirmemize yardımcı olabilir. Belki de günlük hayatımızda daha fazla dayanışma, daha fazla sevgi ve daha fazla anlayışa ihtiyacımız olduğunu hatırlatır bize...