Sevgili Okurlar,

En sevdiğim oyunlardan biri olan Satrancı bir de benim penceremden seyredin istedim.

Bir beyaz ve bir siyah renklerde, 64 karenin üzerinde zekâ dolu oyunun sahnelendiği satranç tahtası, sadece bir oyun değil, aynı zamanda derin düşünce ve stratejiyi içermekte.

Satranç, her hamlede ötesini görmeyi, rakibin düşüncelerini tahmin etmeyi gerektiren bir zekâ savaşıdır. Ancak sadece taşların hareketleri değil, aynı zamanda tahtanın üzerinde yürüdüğümüz hayatın yansımalarını da içerir.

Her hamlede düşünce ve strateji gereklidir. Bu, hayatta da geçerlidir. Anlık kazançların ötesine geçip uzun vadeli sonuçları görebilmek, her alanda başarıya ulaşmanın anahtarıdır.

"Şah-mat," kralın kaçışsızlığını ifade eder. Hayatta da bazen kaçınılmaz durumlarla karşılaşırız. Esnek düşünce ve hızlı karar alma yeteneği, bu durumlarla başa çıkarken bize yol gösterir.

Satranç, öğrenmeye ve sabıra dayalıdır. Binlerce oyun, farklı stratejilerin ve taktiklerin öğrenilmesi gerekliliği, sürekli gelişim ve öğrenme gerekliliğini hatırlatır.

Tahta üzerindeki beyaz ve siyah taşlar, hayatın çeşitli renklerinin ve düşüncelerinin bir araya gelerek uyum içinde hareket ettiği bir alegori sunar. Satranç, tahta dışına taşan bir yaşam dersidir aslında.

Türkiye ‘de ki büyük ustalardan biri olan Vahap Şanal’a sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Dünya Şampiyonu olan Magnus Carlsen’ e ise satrancı bırakmamasını ve 13 yaşındaki gibi aynı tutku ve heyecan ile oyunlarına devam etmesini temenni ediyorum.

Sevgiyle kalın...