Özbay: Eğitim eğitimcilerin işidir

Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) protokolünü eleştiren Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, alanda yaptığı konuşmada, “Eğitime ve çocuklarımıza sahip çıkıyoruz sloganıyla çocukları korumak vatanı korumaktır şiarıyla tüm Türkiye’de alanlardayız. Alanında uzman eğitimciler varken konuyla ilgisi olmayan kişileri ve yapıları eğitim sistemimize sokmak kamu kaynaklarını israf etmektir. Eğitim-İş olarak, Anayasamıza, yasalara ve yönetmeliklere açıkça aykırı; laik ve bilimsel eğitimle taban tabana zıt ÇEDES protokolünü yargıya taşıdık. Tüm yurttaşlarımıza sesleniyoruz, gelin bu protokolü birlikte reddedelim! Eğitime, geleceğimiz olan çocuklarımıza sahip çıkalım! Çünkü ÇEDES protokolü hukuksuzdur: Anayasamıza, yasalara ve yönetmeliklere açıkça aykırıdır. Laik ve bilimsel eğitimle taban tabana zıttır. Çünkü ÇEDES protokolü tehlikelidir: Eğitim biliminden pedagojiden bihaber, çocuklarımıza nasıl yaklaşılacağını bilmeyen yetişkinleri okullara sokmak travmatik etkileri de beraberinde getirecektir. ÇEDES protokolü öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin mesleki itibarına hakarettir. Eğitim-öğretim eğitimcilerin işidir” dedi.

“GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKALIM”

Okul yöneticilerine seslenen Özbay, “Okullardaki eğitim faaliyetinin yasal çerçevede yürütülmesi sizlerin sorumluluk alanınızdır. Koltuğunuza değil, onun arkasında asılı olan Başöğretmen’in resmine bakın ve bu protokolleri reddedin. Eğitim emekçilerine sesleniyoruz: Sevgili meslektaşlarımız; öğrencilerimiz bizlere Başöğretmen’in emanetidir. Onları, laiklik karşıtı uygulamalara terk etmeyiniz! Kimsenin sizin dersinizi bölme, gasp etme, sizin dersinizden öğrenci çıkarma hakkı yoktur. Bu tür girişimleri her şeyden önce öğrencileriniz, sonra mesleki itibarınız için reddediniz! Velilerimize sesleniyoruz: Çocuklarınızın eğitim adı altında manen ve fiziken güvencede hissetmeyecekleri hiçbir uygulamayı kabul etmek zorunda değilsiniz. Onların geleceği için bu protokolü reddedin! Okullarda dersi öğretmenler verir. Bu çok net. Bu ülkenin nesli, Ata’sına söz verdiği gibi cumhuriyet ışığıyla Atatürk devrimleriyle, bu dünyadaki herbir çocuğun hakkı olan, bilimsel eğitimle beraber eğitimini alacak ve geleceğe umutla bakacak. O nedenle gelin çocuklarımıza sahip çıkalım. Gelin geleceğimize sahip çıkalım. Bu protokolü hep birlikte reddedelim” diye konuştu.

"EĞİTİM GELECEĞE UZANAN KÖPRÜDÜR”

Başkan Özbay konuşmasının devamında, “Bu memleketin en önemli işi eğitimdir. Çünkü eğitim geleceğe uzanan köprüdür. Bu köprü cumhuriyetin her bir çocuğun geleceğe umutla geçmesini sağlayacak köprüdür. Bu köprü bu ülkenin her bir çocuğunun laik, bilimsel, demokratik eğitim hakkına kamusal ve parasız ulaşmasının güvencesidir. Bu köprü cumhuriyetin kimsesizlerin kimsesi olduğunun kanıtının köprüsüdür. Cumhuriyetin bu köprüsünün kolanlarını her gün tahrip ettiniz ama cumhuriyet, o aydınlanma ışığıyla başöğretmenden aldığı emanetle bütün cumhuriyetçi yurttaşlarla ayakta duruyor ve ayakta durmaya da devam edecek. Gelin eğitimimize, çocuklarımıza eğitim emekçilerinin hakkına uzanan bu kötü anlayışa karşı omuz omuza verelim. Eğitim-İş’te bu ülkenin çocuklarının umudunun çalınmasına asla izin vermeyecek” diyerek sözlerini tamamladı.

“SINIF MEVCUTLARI ÇOK FAZLA”

Eğitiminin sorunlarını dile getiren Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar ise yaptığı konuşmada, Antalya’da eğitim-öğretime dair verileri paylaştı. Başkan Acar, “Antalya’da 94 okulda onbinlerce öğrencimiz ikili eğitim yapan okullarda eğitim hayatlarına devam ediyor. Yıllar önce Türkiye’de hiçbir okulda ikili eğitim yapılmayacağı beyan edilmişti ancak aradan geçen bunca yıl sonunda verilen sözler tutulamadı. İlimizde bir çok okulda sınıf mevcutları çok fazla. Bizim belirlemelerimize göre 53 okulda sınıf mevcutları 40 ve üzerinde. Bu denli kalabalık sınıflarda sağlıklı ve verimli bir eğitim-öğretim ortamının oluşmasının çok zor olduğunu eğitimciler olarak çok iyi biliyoruz” dedi.

“65 OKULDA HİZMELİ YOK”

Bir diğer meselenin hizmetli yetersizliği olduğunu söyleyen Başkan Acar, “65 okulumuzda hizmetli yok. Bu da okulların temizliği ve düzeni konusunda sorunları beraberinde getiriyor. Güvenlik görevlisi belki de en büyük sıkıntılarımızdan biri. Önceki yıllarda İŞKUR aracılığıyla okullara güvenlik görevlisi sağlanıyordu ancak tasarruf etme gerekçesiyle artık okullarımıza güvenlik görevlisi verilmiyor. Bunun sonucunda da çocuklarımızın güvenliği ikinci plana atılıyor. Bir başka sıkıntılı mesele ise ücretli öğretmenlik uygulaması. İlimizde bizim belirlemelerimize göre 1000’in üzerinde ücretli öğretmen çalışıyor. Yeterince atama yapmayan bakanlık bu açığı bir çoğu asgari ücretin çok altında bir gelire sahip olan ücretli öğretmenlerle kapatmaya çalışmaktadır. Kadrolu öğretmenlerle aynı işi yapan ataması yapılmamış ücretli öğretmenlerimiz kadrolu bir öğretmenin gelirinin yarısına bile sahip değil” diye konuştu.

“ÖĞRENCİLER ZORLANIYOR”

Acar konuşmasının devamında, tespit ettikleri diğer sorunları ise şöyle sıraladı: “Bir çok okulda resim, müzik, bilişim ve teknoloji tasarım atölyesi yok ya da eksik. Öğretmenlerin ulaşım ve öğle yemeği sorunu var. Okul ve yurt yemekhanelerinde yemek çeşitliliği olmaması ve hijyen sorunu var. Birçok kurumda idareciler kadrolu değil görevlendirme olarak çalışıyor. Kantin fiyatlarının yüksek olması ve öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamada zorlanıyor. Öğretmenlik Meslek Kanunu sebebiyle öğretmenler arasında oluşan gelir farkı ve bazı öğretmenlerin çalışma motivasyonlarının düşmesi. Öğrenci tuvaletlerinde hijyen malzemelerinin eksikliği ve eleman eksikliği sebebiyle okulların yeterince temizlenememesi. Depreme dayanıksız, çürük okul binalarının yerine yeni binaların yapılmasına henüz başlanmamış olması. Bazı taşra ilçelerimizde özellikle liselerde yönetici, öğretmen eksikliğinden dolayı öğrenciler lise eğitimi için ilçe dışına gitmek zorunda kalıyor ve ilçenin başarısı da düşüyor.”

Haber: Fadime YİĞİT