Abdullah Tanyolaç
Eski Türkiye'de "HAYAT"
Antalya Sektörel'de harika günler yaşıyoruz. Ailemizin güzel insanları sayfalarımızı canlı, heyecanlı ve değerli hale getirmek için çaba içinde oluyorlar.
Ben de fırsat buldukça yazdığım köşe yazıları ile destek veriyorum dostlarıma.
Bu iş çok kıymetli ve bir o kadar da meşakkatli...
Emek koyan ve zamanının büyük bölümünü böylesi kutsal bir göreve adayan tüm emekçilere teşekkür ederek başlıyorum bugünkü yazıma...
Antalya Sektörel'den geçmişe doğru bir yolculuk yaparak yol almak istiyorum.
"Hayat" haftalık bir mecmua idi.
Birçoğumuz çevirdik sayfalarını.
Yıllar boyu okuduğumuz, yaşamımıza renk ve çeşni katan, kitaplıklarımızda halâ duran bir dergidir HAYAT...
Kolumun uzanacağı mesafede azıcık da hırpalanmış duruyor. Diz üstü bilgisayar gibi elden ele de dolaşıyor.
Yine güzel bir detayı aramak için kucağıma bir bebek gibi yerleştirdim. Buldum da!
Bu denli değerli olmasının nedenini düşünmeye başladım.
Anneciğim, babacığım fasiküller halinde toplamıştı
Hayat yayınlarını...
Hatırlıyorum ellerinden de hiç düşürmemişlerdi. Sürekli danıştıkları birkaç cilt hep gözümüzün önündeydi.
Evimize üç dört gazete girerdi.
Bu sunu okuma alışkanlığı kazandırdı bizlere. Yorumlama kabiliyetimizin gelişimine de katkı sağladı. Annemin bir yemek kitabı vardı, babamın da deyimler ve kelimeler sözlüğü...
Bizim de önümüze Adab-ı Muaşeret isimli (o devirde yeni baskıları Görgü Kuralları adı ile yayınlanmıştı) kitabını koyardı büyüklerimiz.
Hayat'ın sayfalarında çok gezinirlerdi.
Sonra da bizler elden ele dolaştırdık.
Sonra onlardan çocuklarına kaldı. Çocuklarının çocuklarına armağan olarak kalma olasılığının da gerçekleştiğini yaşadım...
Birkaç yıl öncesinde torunum resimlerine bakıyordu. Beğendiği yeri okuyor artık...
9 Kasım gecesi masamın üzerine koydum, saatlerce daldım sayfalarında kayboldum adeta!
Mecmua'nın sahibi Şevket Rado, Neşriyat müdürü de Hikmet Feridun Es imiş...
Hasan Rıza Soyak ve ekip arkadaşları, 1960'lı yıllarda öylesine muhteşem sayfalar hazırlamışlar ki, saatlerce tek tek, duygulanarak çevirdim yaprakları...
Benimle aynı yaşta elimdeki iki fasikül...
Birincisinin adı;
Doğumundan Cumhuriyetin İlânına Kadar
Fotoğraflarla ATATÜRK
ve
ATATÜRK'ün Hususiyetleri...
İkincisi ise ATATÜRK'ün ARAMIZDAKİ SON GÜNLERİ başlığı ile tarihe kazınmış...
Son satırlarımla hepinize birer "Hayat" bahşedeceğim...
Abarttım biraz hayat kelimesi ile örtüşsün diye!
Keşke bu iki mecmuayı çoğaltıp sizlerin önüne koyabilsem!
Sizlere çok duygulandığım sayfalardan detayları sunmak istiyorum.
"HAYAT"
10 KASIM'I
ATATÜRK'ÜMÜZLE VEDALAŞTIĞIMIZ GÜNÜ...
29 EKİM'İ
CUMHURİYET BAYRAMIMIZI...
23 NİSAN'I
ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMIMIZI...
19 MAYIS'I
ATATÜRK'Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIMIZI...
30 AĞUSTOS'U
ZAFER BAYRAMIMIZI...
Öylesine hazırlamış ve sunmuşlar ki!
Muhteşem işlemişler konuları...
Özene bezene sayfalar yapmışlar...
Hepimizi muazzam bir çalışmayla ödüllendirmişler.
60 yıl önce yapılanlarla duygu dolu hal yaşadım ve çok gururlandım.
Mesai arkadaşlarımın da gayretlerini görmekteyim. Umudumu hiç kaybettirmeyen, ürettikleri ile parlak yarınlara ulaşacağımızın göstergelerini sunan arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.
Sağlıklı ve esen kalın...